Hak Yolu
  • İnsanın Haritası
  •   Marifet
  •   Notlarım
  • Kaydet
  • Aç
  • Sözlük
  • Giriş
Elif-Ba
Arapça
İlmihal
Kur'an-ı Kerim
Hadisler
Sünnetullah
Biiznillah TV
Bilimin Işığında
Kitaplardan Notlar
Kıssalar
Notlarım
Duvar
Görseller
Güncel
Site İçi Arama
İletişim
|
Header

Message

İnsanın Haritası


Marifet \ İnsanın Haritası

Öyleyse "SEN" kimsin???

Aşağıdaki tabloya bir bak ve kim olduğuna karar ver!

Sen düşüncelerin misin? Sen duyguların mısın? Sen korkuların mısın? Sen nefs misin? Sen ego musun? Sen zihin misin?...

Gerçek "SEN" kimsin??? Aslın, Öz'ün, Hakikat'in nedir???

Bu dünya hayatından göçtüğünde senden geriye aşağıdakilerden hangisi kalacak?

 

Nefsini “BİLEN” Rabbini bilir!

“Nefs”ini!!! Buradaki “Nefs” aşağıdaki tabloda bulunan, “İsteyen, arzulayan” “Nefs-i Emmare” değildir!

Buradaki “Nefs”in anlamı “Kendi” ni bilen, “Öz”ünü bilen anlamındadır.

“Hak’ikat”ini “BİLEN” anlamındadır.

“BİLMEK” istiyorsan, “Nefs”inin “Hak’ikat”i aşağıdadır.

 

İNSANI OLUŞTURAN KATMANLAR

KATMANIN UNSURLARI

KATMANDAN SERGİLENEN/SONUÇ

ÖLÜM SONRASI

DÜŞÜNCE ÜRETMEYE/TETİKLEMEYE ETKİSİ

KARAR ALMAYA ETKİSİ

Ruh

 

Varlık

VAR

İlham

Bilinç, zihin ve unsurlarından arınabilirse, susturabilirse, “Öz”ünden gelen sesleri/ilhamları işitebilir ve böylece “iç sesin” alınan kararlarda etkisi olur.

Bilinç

 

- Şuur (İçsel, derinlemesine, öz farkındalık)
- Zihinsel/dışsal farkındalık, şahitlik

VAR

Düşünceleri üretmez ama onları gözlemler, ayırt eder, yön verebilir. Farkındalık ve şahitlik yoluyla düşüncenin etkisini azaltabilir veya kesebilir. Ruh’tan (Öz’den) gelen ilhamlara açıktır.

Bilinçli alınan kararlar

Dalga Beden

- Yaşam enerjisi (prana)
- İsimler, manalar (Rab terkibi)
- İlim, irade, kudret
- Çakralar
- Hafıza, hatıralar

Ameller (Pozitif ve negatif yükler)

VAR

Araç

Kaderin kaza olarak vuku bulması biraz da kişinin Rab terkibine, yani kendisinde toplanan isimlere/manalara bağlıdır. Dolayısıyla alınan kararlarda illaki bunların da etkisi vardır.

Zihin

Nefs

Ego

- Akıl
- Zeka
- Hayal gücü
- Bilinçaltı
- Bastırılmış duygular
- Şartlanmalar, alışkanlıklar
- İnançlar
- Vehim
- Tefekkür
- Niyet
- Sezgi

- Düşünceler
- Duygular (Korku, Öfke, Hırs, Kin, Nefret, Kibir, Haset, Açgözlülük, Gurur)
- Travmalar, depresyonlar
- Vesvese
- Mükemmeliyetçilik
- Sahiplenme
- Karakter, kişilik

YOK

- Zihin sürekli düşünce üretir
- Nefs ve ego bu düşünceleri tetikler
- Zihin düşünce üretirken akıl, hafıza, hayal gücü, şartlanmalar,... vb gibi unsurları kullanır. Nefs ve egodan yardım alır.

Bilinçsiz, farkında olmadan, otomatik pilotta alınan kararlar.

Beden

- Genetik
- Duyular (Beş duyu)
- Hormonlar
- Tabiat (Yeme, İçme, Cinsellik)
- Bağırsak beyin

Fiziksel davranışlar, tepkiler, refleksler

YOK

- Tabiattan gelen istekler, arzular
- Beş duyu ile alınan verilerin sonucu, nefs, ego ve zihnin ve bunlara bağlı unsurların devreye girmesi ile oluşan düşünceler
- Hormonal etkiler

Bedenin hormonel dengesi veya fizyolojik ihtiyaçları kararları etkileyebilir.

Ruh: (Mutlak Ruh, Ruh-u Azam, Lahut Alemi) İlahi ve değişmeyen Öz, Hakikat. Bölünemez, parçalanamaz, doğmamış ve doğurulmamış, eşi, benzeri olmayan. Tek, Vahid.

Bilinç: Ruhun dışa yansıyan ışığı. Zihin sustuğunda geriye kalan “Ben” hissi. Saf farkındalık, gözlemleyen, şahitlik eden.Ruhun yeryüzündeki gözlemcisi, dili (Halife). Düşüncelerden, zihinden, egodan, nefsten, beden tabiatından arınabilenlerde "Zahir" olan. (Hz.Muhammed'in beni gören, Allah'ı görmüştür, dediği hal. Allah'ın "Vech"i)

Dalga Beden: (Kişisel Ruh, Melekut Alemi, Nefs-i Safiye) Eterik Beden ya da Enerji Beden de denebilir. Fiziksel bedenin ötesinde, enerjisel bir yapıdır. Dünya hayatında yapılan amellerin pozitif ve negatif enerjilerinin dalga bedene yüklenip, hem bu dünyada hem de ahiret hayatında bunların enerji yüklerinin sonuçlarının yaşanacağına inanılır.

Zihin: (Hayvani Ruh, Ceberut Alemi, Nefs-i Emmare) Hayatta kalma aracıdır. Tiyatro sahnesi ya da gökyüzü olarak ifade edilebilir. Zihindeki düşünceler de gelip, geçen bulutlar olur. Duygular da gök gürültüsü ve şimşek ile betimlenir. Tehlikeleri öngörür, analiz eder, geçmiş deneyimlere göre tahmin yapar. Gelecek projeksiyonları yapar, olumsuz senaryolarda gezinir, gereksiz korkular üretir. Ayrıca unsurlardan gelen dürtülere gerekçe üreterek verilen kararlarda etkili olur, yani bir bakıma bahane üretir. Düşünce tohumunun nefsin arzuları tarafından atılmasını örnek verebiliriz.

Ego: Bireysel kimliği korumakla görevlidir. Kimlik, "Ben" algısı, etiketler olarak ifade edilebilir. Tepkisel ve savunmacıdır. İtibar, başarı, statü, beğenilmek, onaylanmak ego açısından çok önemlidir. Ego düşünce dürtülerini; “Ben böyleyim, karakterim böyle” diyerek kişisel kimliğe yapıştırır.

Nefs: Alt benlik. İsteyen, talep eden, canı çeken. Rahatının bozulmasından korkar. Daha çok haz odaklı, anlık istekler, arzular, öfke, kıskançlık, tutku gibi dürtülerle çalışır. Sakin değil, sabırsızdır.

Beden: (Nasut Alemi) Fiziksel/Madde beden

 

Öyleyse “DERDİMİZ” ne???

Nelere kızıyoruz? Nelere öfkeleniyoruz? Nelere takıntı yapıyoruz?

Kafamızda düşünceler, düşünceler...

Korkular, kaygılar, sıkıntılar, dertler...

Amacımız ne? Neden bu dünyadayız?

“Zihin”de yaşıyoruz.

“Zihin”de savaşıyoruz.

Cehennemden çıkamıyoruz.

 

“DUR” ve “DÜŞÜN”!!!

“TEFEKKÜR” et!!!

Aklına bir düşünce geldiğinde, bu düşünce nereden geliyor? Sana mı ait?

Başına bir bela geldiğinde,...Aslında bu hikayede görmen gereken ne?

“Hayat”, “Sistem”, “Sünnetullah”,...adına her ne dersen,... belki de seni hikayeler ile yetiştiriyor, hazır hale getiriyor.

“Hikayeler” seni pişiriyor, yoğuruyor, kıvama getiriyor.

 

“DUR” ve “DÜŞÜN”!!!

“TEFEKKÜR” et!!!

Önemli olan hikayelerin konusu, içeriği mi yoksa onlardan sıyrılıp, simülasyondan çıkmak mı?

Bu dünyadaki amacımız para kazanıp, refaha ulaşıp, rahat etmek mi? Yoksa yaşadıklarımızı vesile kılıp “FARKINA” varmak, “HATIRLAMAK” mı?

Kendine bir "Dayanak" mı arıyorsun? Yoksa "Belirsizlikler"den azade olmak mı istiyorsun?

Dayanağın bankada para, mallar, mülkler mi? Yoksa...???

Hepsi "SİMÜLASYON"... Unutuyorsun!!!

 

“DUR” ve “DÜŞÜN”!!!

“TEFEKKÜR” et!!!

Neyi “HATIRLAMAN” gerekiyor???

...

İlk başta tek bir BİLİNÇ varmış...

Canı sıkılmış, ikiye bölünmüş. Birlikte satranç oynamışlar. Kendi kendini yenmek sıkıcı gelmiş. Öyleyse "Tek"ten geldiğimizi unutalım demişler.

Unutmuşlar!

 

Sürekli şu soruları sor;

"BEN" kimim?

Bir eylem gerçekleştirdin,..“EYLEMİ YAPAN” kim?

Yemek yedin,..Bu yemeği yiyen “KİM”???

Dişini fırçaladın,..Bu dişleri fırçalayan “KİM”???

Yukarıdaki tabloya bak!!!

“SEN”de bu eylemleri gerçekleştiren “KİM”???

Eğer “BEN” dersen, o zaman kendine şu soruyu sor;

“SEN” var mısın ki??? Gerçekte “SEN” NESİN???

Beden misin??? Nefs misin?? Ego musun??? Düşünce misin??? Duygu musun???

Hepsi senden gidecek. Hiçbiri sana ait değil! Hiçbiri "SEN" değilsin.

GERÇEK SEN, "SEN"deki GERÇEK DENEYİMLEYEN KİM??

Gerçekte bu eylemi yapan KİM???

Aynı şekilde, biri sana karşı bir davranışta bulundu, bir söz söyledi, iyi ya da kötü, sana karşı o eylemi yapan, o sözü söyleyen aslında KİM???

O sözü söyleyen karşıdaki kişinin duyguları mı, düşünceleri mi, egosu mu, hormonları mı, kıskançlığı mı???

Karşıdaki kişinin eyleminden perdelerini kaldırdığında geriye kalan nedir???

 

“DUR” ve “DÜŞÜN”!!!

“TEFEKKÜR” et!!!

Neyi “HATIRLAMAN” gerekiyor???

 

Barış Muçe

24.04.2025


© 2017 - Hak Yolu - www.biiznillah.com