هَدَى
Hidayet etti, rehberlik etti, doğru yolu gösterdi, götürdü
1/1 ***

اِسْتَفْعَلَ kalıbına yapılan dönüşüm aramayı ifade eder.

Muzari
:
يَهْدِي
Mastar
:
هُدًى
(Hidayet, hidayet (rehberi), doğru yol)
İsm-i Fail
:
هَادٍ
(Hidayet eden)
İsm-i Mef'ul
:
مَهْدِيٌّ
(Mehdi, hidayete eren)
اسمي مهدي بن عبد الهادي
İsmim Hidayet edenin kulu oğlu hidayet edilen.
ياعبادي كلكم ضال الا من هديته، فاستهدوني، اهدكم
Ey kullarım! Benim hidayet ettiğim hariç hepiniz yoldan çıkmıştınız. Benden hidayet isteyin ben de size yol göstereyim.